Eylül 07, 2012

yol şarkıları ses bir

ben gece yolculuklarını severim. ardı ardına sıralanan sokak lambalarının yaratmış olduğu siyahla sarının birbirine karıştığı yolculuklardır bunlar. yolun ortasındaki beyaz çizgi gözümün önünden uzayarak gider ve hüzünle birlikte huzur verir içime.
bazı şarkılar vardır, her yolculukta yeniden can bulurlar. ben can bulan şarkıları severim. ardı ardına sıralanan düşünce baloncuklarının iz bıraktığı, her rengin birbirine karıştığı seslerdir bunlar ve geride bir hikayeden çok daha fazlasını bırakırlar.
bir yolculuktayım  şimdi. nereye gittiğimi, kimin beklediğini bildiğim; fakat sıradaki şarkıyı bilmediğim bir yolda..
birbirinden farklı yedi şarkı ve o şarkılarla can bulan yedi düşünce baloncuğunun içindeyim.

                                                                       
yol şarkıları ses 1
baloncuğun adı: gitmeler


12 temmuz 2012/Ankara-İstanbul yolu

Amy Winehouse "back to black" derken…

kaç gece gitmeye heveslendiğin oldu, bir hayatı bölüp yıkmayı kaç gece göze alabildin? her yeri siyaha boyamak gözünün önünden geçmedi mi? olmuştur öyle zamanların değil mi? tıpkı şimdiki gibi... yeni bir hikaye yazarken kendime, bir bekleyenim varken hem gidişimde hem dönüşümde, apayrı bir yola dönesim var şu an. siyaha daha yakın bir yola... Amy ile birlikte “black, black, black, black” diye bağırdığım ve sokak lambalarının sıralanmadığı bir yol olmalı belki de. elindeki hayatın soluğunu kesmek istediğin bir anın içinde duyduğun şarkı bu anların bir numaralı şövalyesi olur hani kimi zaman... 

şarkının sonunda yel değirmenleriyle savaşan bir şövalye ile karşı karşıyaysam, var yolun sonunda beni bekleyen bir Sancho Panza’m… 


Hiç yorum yok: