Aralık 29, 2010

ikibinonbir adına


Büyüyünce umutların azalıyor mu Joel? Yeni yıla dair umutların var mı?

Çocukluğumdan beri hiç inanmadım Noel Baba’ya. Benim Mario Babam vardı çünkü. Her gece başıma bıraktığı sürpriz yumurtalarımla büyüdüm. Sonra oynadığım oyunda buldum göbeğini.  Böyle başladı şekere ve çikolataya olan aşırı zaafım. Sürprizleri bu yüzden sevdim. Belki diyorum Joel, babamla daha çok vakit geçirebilseydim çocukken, belki inanırdım Noel Baba’ya.

 Büyüdükçe umutlarım azalıyor ya daha az umutlarım var bu sene. Plan yapmamayı umut ediyorum yıllardır. Ahh bu sene bi’ gerçekleşse…  Ayağımı yorganıma göre uzatamıyorum hiç, mutlaka biri dışarı kaçıyor geceleri. Soğuğa yanaşıyor, bazen yere paralel sallanıyor boşlukta. Ben plan kurmadan gerçekleşsin istiyorum, ben gayret ederken, ben burnumu sürterken olsun her şey.

            Beni seveni sevebilme kabiliyetim devam etsin olur mu? Özel insanlar vardır hani herkesin kalbinde. Bir yıl daha kalbimdekilerle özel anlar yaşayayım. “Hadi sen de şımarık!” dediğini duyar gibiyim. Ama kabul et Joel iyi bir misafirperverim.  Yemeğimi paylaşabildiklerim, dedikodu yapabildiklerim, omzunda ağlayabildiklerim, sanatsal bir şeyler yapabildiklerim, dans edebildiklerim, bir şeyler öğrenebildiklerim, kahkahadan çatlayabildiklerim, rahatça şımarabildiklerim, masal yazabildiklerim, ha bir de kahramanım olsun. Gidenler olacak arada, küsmem hiç birine merak etme. Hoş kalsınlar derim, keyifli yaşasınlar. Sadece gözlerimin içine bakabilecek yüzleri olsun giderken. Ruhum hastayken gelecek olanlar var bir de, iyileştirip gidecekler beni. Hasta ziyaretinin kısası makbuldür diyecekler giderken ve ben bir ömür unutmayacağım onları.

            Yılbaşına gece girecekken belirteyim şimdiden. Uykularımda daha az gelsin benim üç harfliler. Daha az bassınlar gözlerimi kapadığımda bu sene. Umutlarım azaldıkça korkuyorum Joel. Uzun metrajlı rüyalarım uğrayamıyor bilinçaltıma. İlerde film yapmayı düşünüyorum ben onları. Rüyalarıma dokunmasınlar.

            Sakarlıklarıma geldi sıra. Senin klişe bulduğun bir istek.“Hep olduğu üzere sakarlık peşimi bırakmayacak eminim. Ama hiç değilse bana ve çevreme zarar vermeyecek nitelikte olmasını isteyebilirim.” Sanırım bu cümleyi ölene dek her yılbaşında söyleyeceğim. 

            Son olarak “Ben bir kavram değilim Joel sadece huzur arayan kafası karışmış bir kızım. Ben mükemmel değilim." Kalben hissedilen bir sene olmasını istemekteyim. Ha bir de sakın gitme olur mu? Daha İstanbul’da yılbaşı keyfi sunacaksın bana :p

           




Aralık 19, 2010

sevgi ...

masal ile başlar sevgi. olağanüstünün ardı ardına gerçekleştiği dünya içinde bir kahraman bulursun kendine. koca kafalı devlerden koruyacaktır seni, kaybolmayasın diye peşi sıra izler bırakacaktır önden gitse bile, şekerden bir ev sunacaktır kim bilir… zehirli elmayı ısırdıysan öpücüğüyle kurtaracaktır ve etrafındaki tüm cadıları def etme potansiyeline sahiptir  kesinlikle. gece on ikiyi çalana dek dans edecektir seninle, kaçsan bile arkanda bıraktıklarınla gelip bulacaktır saklandığın yeri.  mızıka çalacaktır gizli gizli sen uyurken pencerenin altından. hapsolduğun kalenin içinden gelip çıkaracaktır seni, sevginden daha uzun hale gelecektir saçların onun elleri arasında.  kahraman her zaman üstün yeteneklere sahiptir şüphesiz. 

şiir ile devam eder sevgi. söyleyemediklerini söyler kahraman, gelişi güzel  yan yana gelen cümleler dünyanın en büyük tiradı olacaktır gözünde. “Özdemir Asaf da kim ?” diyeceksindir bizzat tanısan bile, sana okuduğu her alıntı dörtlük o yazmışçasına sevindirecektir seni.  şair ruhlu bir kahraman kolay çıkmaz karşına insanın şüphesiz. 

yemek ile tuzu biberi ekilir sevginin. önceleri heyecandan boğazdan geçemeyen her tadın acısı çıkarılırcasına özel kılınacaktır yemek vakitleri. elleriyle yaptığı makarnanın zevkini asla bir başkasıyla paylaşmak istemeyeceksindir, yanında kırmızı şarap varsa hele… içtiğin bol köpüklü bir kahvenin falında görmek onu mutlu edecektir seni, kırk yıl hatırı kalacağını düşüneceksindir çünkü. en tatlı hali olacaktır gözünde, paylaşmaya kıyamadığı çikolataları seninle yediği zamanlardaki surat ifadesi. tabağın asla yarım kalmayacaktır mesela; ya elleriyle besleyecektir seni, ya silip süpürecektir bıraktığın her yarım tabağı. öyle ki birbirinizi bile yiyip bitirdiğiniz, sinirlerinizi lime lime edeceğiniz günler olacaktır başşelerde. söyleyemediğiniz her cümlenin acısı elinize ilk geçen tatlıdan çıkacaktır illa ki. kavgayı bile tatlı kılar kahraman şüphesiz.

kulağına şarkı söylemesiyle son bulur sevgi.  kalbinden tutup sarhoş edecektir o fısıltı. olabildiğince soru yüklenecektir omuzlara. bütün enstrümanlar eşlik edecektir  ruhun duyumsayana kadar. tesadüflere inanmayacaksındır muhtemelen o saatten sonra. masallar içinse büyüdüğünü düşüneceksindir. şiir okumayı ertelersin uzun bir süre. makarnanın tadı damağında kalsa da onu yemekten vazgeçmeyeceksin eminim.  şarap içmesem de olur artık diyeceksin. aslında bir tek şarkı söylemek bitmeyecek. çünkü omuzların şarkıyla hafifleyecek.

                ve masalın öncesiyle sonrasıyla tek bir soru kalacak sana.
tesadüfün içinde sevgiyi görebilecek misin?..

Aralık 07, 2010

gözbebeğinden uzakta kalanlara


“Ne var yani, benim de özel güçlerim var. Mesela bazı insanları gözümde büyütebiliyorum.”
Aynı anda hem miyoba hem hipermetroba hem de astigmata sahip olduğumdan ötürü sanırım… Uzağımdaki insanı tanıyamadığım gibi yakınımdakini de çıkaramıyorum bazen.
Doktora gittim. Düzelsin bu durum, en azından lens takayım istedim. “Olmaz.”dedi. “Alerjin var riskli. Uyum sağlamalısın, gözlük senin en yakının artık, en azından bir süre daha…”
Uyum sağlamalıyım evet. Büyümesine, küçülmesine, kırık görmeye…  Bu bir özel güç aslında Murat Ziya Tekin in dediği gibi ve belki de benim tek özel güçlerimden biri.
Alışıyorum ben de artık. Görebildiklerimle hop hop zıplıyorum. Gözlüğümün camını sildiğim vakitlerde yeniden güzelleşiyorlar. Göremediklerimi ise gözümde büyütüyorum önce, bir de bakıyorum küçülüyorlar sonra. Kırık bir görüntü kalıyor aklımda. Hooopp abrakadabra.!..   
Özel güçlerin çokça rağbet gördüğü bu devirde benim gücüm biraz sönük kalıyor; ama olsun. Biraz da yaşanmışlık önem arz etsin bünyelerde. Geçen vakitlere bakıyorum da, ne olursa olsun boşa geçmiyor zaman insan evladıyla…  İlla ki bir şeyler kalıyor o dev cüsselerden geriye.
şünce kısmına gelince gözüm acıyor. Mutluluk vermiyor özel güçlere sahip olmak o vakit.  Göremediğime yanıyorum. Gözlerimin içine bakamayan gözleri izliyorum. Öylesine kırık bir duygu ki… Şair de diyor ya hani; “ gözlerimizi uzaklıklar değil ki yalnız göze alamadığımız yakınlıklar da acıtır.” Gözümde büyüttüğüm yakınlıklardan acıyor gözlerim bu aralar, göze alamadıklarımı düşünsem gözlük bile faydasız…