Temmuz 22, 2011

aslında yollar hiç bitmez


Hep sarılmak istedim oysa. Olmadı. Ben en çok inanmaktan korktum. Bir kalbi içime almaktan... Çünkü insan! İnanması en zor olanı… Hal bu ki sevgiye en çok yakışan canlı...


Ben hayatta en çok yol üstü durakları beklerim. Güzergâhımı değiştirebilen durakları… Yol çoğalır o zaman; ama ikiye çatallanmadan... Üç, dört, beş… Bana hiç fark etmez. Yeter ki iki olmasın çatallan yol sayısı. 

Hiç sevmem çünkü ikiyi, yarımı. Yarım kalmasın bir şeyler. En çok onadır kırgınlığım, kızgınlığım… Yarım bırakılana… Yemeği, sevgisi, sözü, şarkısı, kitabı.. Ne olursa olsun yarım bırakmamalı insan. Yarıya bölmemeli yaşamı, yolu. Dallanıp, budaklanmasına izin vermeli…

Yol diyordum. Alabildiğine, uçsuz bucaksız bir huzur… Yolda olmak benim harcım. Hep yoldadır aklım, hep gideceğim yerde kalır kalbim, hep uçlardaydı gözlerim…

Ve ben hep sarılmak istedim oysa -inanmayı göze alarak- bırakayım kendimi ona, yolumu değiştirsin istedim…

Yani inanması en zor olanı seçtim…

14 yorum:

guguk kuşu dedi ki...

bana bazı şeyleri tanımladın sanki, bende olan bazı şeyler...insanlara sarılamamam, aşkımm, canım, yavrucuğum, .....gibi sözleri telaffuz edememem, belki de hepsi de yarım kalacak korkusundan, birini kalbimin içine almaktan

beny dedi ki...

hitap da sıkıntı yok, içten bir şekilde istediğim her sözleri telaffuz edebiliyorum da kalben kucaklamak o kadar zor ki...

nox dedi ki...

O'na sarıldın
inandın
kalbine aldın

Sana sarıldı
inandı
kalbine aldı

ama insan bunu istemez
bir trajedi katmak
bir tedirginliği yaşamak
yolunda giden bir şeyi bozmak ister.

Sarılmak istediğinde
gözlerinin alabildiği
uçsuz bucaksız gökyüzüne
zamana,renklere,seslere,güneşe
ve belki ilk önce kendine
sarılabilirsin,nedensiz
nedensiz...

beny dedi ki...

mavi pervane- her şeye nedensiz sarılabilen bu yürek, bir tek aşka bırakamıyor kendini. bir tek aşkta görülmüyor uçsuz bucaksız gökyüzü...

nox dedi ki...

insanın illa aşka bırakması mı gerekli,
-
tanrım milyon kez aynı düşünceyi yazdım-

boşver aşkı,gelirse yaşa,gelmedi boşver;sonuçta bir duygu,kim bilir onlarca defa aşık olmuşsun da adını aşk koymamışsındır;yağan yapraklara,güne,çiçeklere,seslere,zamana...

sarıldığın herşey,aşk dışındaki herşey;bunların her biri aşktan neyi eksik,neyi fazla...boşver aşkı,duygularında ne varsa onu yaşa,illa aşık olmak mı gerekli; hiç rüya görüp rüyandaki kişiye de mi aşık olmadın yada kendine,çocuklara,suya,çöle,tere,gözyaşına,neşeye...

aşk dediğin gibi gökyüzünü görmeyi engelliyor, ondan boşvermeli,aşk bir kelime oyunu,aşk gökyüzü...

beny dedi ki...

mavi pervane- ben gökyüzüne de aşık olamadım, çiçeğe, böceğe de... geçenlerde biri hayatta en hakiki mürşit aşktır dedi. çok güldüm. haklı aslında ama ben yapamıyorum. o derinlik korkutuyor ürkütüyor. bir insana aşık olacağım zaman da, bir çiçeğe, gökyüzündeki renge, çocuğun bakışına... hepsine. sadece insani düşünmedim aşkı düşünemem de. mutluyum, neşeliyim, gözlemleyen ve inceleyen biriyim. ama rüyamda bile aşık olmadım ben. ki rüyaya aşık olmak, suya aşık olmak, çiçeğe aşık olmak daha kolay bana bir insana aşık olmaktan. ki kolayı becerememişken daha önce zoru dene diyorum kendime. gökyüzünde uçmak zor.

nox dedi ki...

01:gökyüzüne çiçeğe böceğe nefese suya aşık olmayışına sevinebilirim,
dinle:
http://www.dailymotion.com/video/xasg1i_ahmet-telly-su-curudu_music

gökyüzünü geceye,
çiçeği kaktüse,
böceği sürüngene,
nefesi zehire,
suyu amonyağa
çevirirsen,

zamanı iç seslerin konuşmalarına bırakıp
aylarca sorguya çeker,sorgular,düşünürsen düğümünde

yağmurlar ıslatmaz,güneş yakmaz iken
damarında akan renk kaybolursa
anlamları yiterken dünyanın
değerlerin insanlığın kaybolursa

dinle:
http://www.youtube.com/watch?v=mvd71SgdPg8

ve bunları yoğunluğuna yaşarsan
gel gitlerle, iniş çıkışlarla yaşarsan
en dibi arzulayıp düşeceğin en dibi bulamamışken
"fark" edemezsin gökyüzünü,çiçeği,böceği,suyu,nefesi

hep böyle mi gider bu
hayır :)
bir gün bir çocuk görürsün
ilk kez bir ağacı gördüğünü düşünecek kadar
ağacı fark edersin, çöle düşen damla olur içtiğin su
sanki bir öğle sonrası uykusundan uyanıp sessiz evinde
ne kadar zaman geçtiğini bilmez ve
karanlıktaki odandan çıkıp perdeden dışarı baktığında
görürsün, hem akan zamanı,hem sesleri,hem kendini

hep böyle mi gider bu
hayır:)
yine düşer,yine kapanır,yine körelir
sonra yine tersi açılır anlar hisseder

bu dengesizliklerin sonucu
algıların bozulur,
gökyüzü betonların arasından görünmez iken
düşlersin kırları,beyaz bulutları,sesleri
ve bir de su, çok susarsın
geçmişten kalan susuzluk...

nox dedi ki...

02:sevindim gökyüzüne çiçeğe aşık olmayışına
aşık olmada ne gibi bir derinlik umarsın ki
aşık olursun,seversin,belki kaybedersin,
belki yiter,belki belkilerdeki olumsuzluklar olmaz
ama sadece aşk için değil ki
hayatta mutsuz olmak düşmek yıkılmak da var
acı ise bunun acısını da yaşamak var
varsın ne gelirse duygu olarak
neden sakınasın ki, ki ben sakınmamayı öğrendim
kaybedecek şeylerim olmadığı,insanlığımın hükümsüz kaldığı zamanlarda
daha fazla acı,daha fazla mutsuzluk dedim
-şimdi böyle birşey diyemem,korkularım endişelerim hayata tutunmam var-

illa da gerekli midir madem aşk denen nane yabancı ve uzak
ve eksikliği hissedilmiyor
ve sonuçta hiç ama hiç aşık olamam diyen dosttum
geçen yıl aşık olmuştu, zamanı gelince olunuyor...

mutlu neşeli ve gözlemleyen biri isen
boşver :)yani aşkı...peki sevgi?
bazılarına göre bir alt lig, bana göre aşkın üstü
çorbayı sever gibi sever misin çevreni,göğü,çiçekleri

gökyüzünde uçmak zor
ve gerekli değil,
sırt üstü yer anaya uzanıp
uçuşan kuşları seyredersen
yada nedensiz bir coşku gelip konarşa yüreğe
bu uçmak anlamına gelir,
illaki gerekli değil yinede uçmak

beny dedi ki...

mavi pervane- yağmur yağıyor şimdi, ve ben bunu çok severim. ben korkmam karanlıktan, aşksızlıktan... ama sevgisiz kalmak istemem. çiçeği, gökyüzünü, renkleri daha çok sararsın. onları sevmek çorba sevmekten ötedir. çorbayı sevebilmen için anne eli değmesi gerekir. gökyüzü ise hep var, çiçek hep açar, onları sevmek daha özeldir. ama inanmak farklı bir duygu. bir kalbi almak içe çok öte bir şey... aşk ikiye bölüyor insanı, tek bedende iki ruh falan hikaye. tam ortandan böler üstelik. ve ben oldum olası sevmem yarımları, iki'yi. bu yüzdendir belki de aşka uzak duruşum. ve aşk gerekli midir soruna gelince. ister ilahi ister insani ister maddi ister manevi her türlü aşk'a ihtiyacı vardır insanın. aşksız göremez olur gözlerin, kalbin hissetmez. ama bu inanmaya hevesli denge oyunlarımda işe yaramıyor . en azından şimdilik...

nox dedi ki...

"aşksız göremez olur gözlerin, kalbin hissetmez."
yada tam tersi,aşk ile göremez kişi,kalbi tek yöne çarparken hayatı kaçırır..

gök gürlüyor...

serin kal,mutlu kal,
aik gerekli ama gülümsemek yürümek görmek içmek anlamak hissetmek gibi sadece gerekli olanlar listesinde bir şey;herşey değil;iyi geceler

nox dedi ki...

"ıstıraptan belin büküldüğünde,
dünyanın üzerine ebedi bir gece çöksün istediğinde,
yağmurun ardından ışıldayan yeşilliği düşün,
düşün bir çocuğun uykudan uyanışını."

iyi demiş:)

nox dedi ki...

yağmur yağıyordu!!!binanın içerisinden çok yüksek gürültüler geliyor,bina çatı camına vuran damlaların şiddeti...uydu anteni büyük ihtimal bozuldu,tv göstermiyor...pimapenlerden çıkan sesler...birazdan belki de uyuyacağım, ama yine birilerinin evini su basmış olacak,uyku yüzü görmeyecek bu gece,Allah yardımcıları olsun...yağmur...hem bereket hem felaket..aşk gibi?

ELİF dedi ki...

İnsanlar zor olanı hep seçerler,bunu doğaları gereği yaparlar..
Adımların hep mutluluğa ulaşan yollarda olsun..

beny dedi ki...

elif- adımlarım hep mutluluğa ulaşmasın. o yollarda geri geri gider hep adımlarım. düşmek de gerek, mutsuz dönmek de. o zaman yeni bir yola başlarım. hep aynı sonuca giden yol sağlamaya dönüşür zira...