Temmuz 23, 2011

bir Amy Winehouse vakası


kız koridorda hoparlör üzerinden sevgilisiyle konuşur.

k: yaa inanmıyorum bu nasıl oldu? şoktayım şu an.
e: neye inanamadığını bi bilsem aşkım.
k: dünya sallandı. sen bilmiyo musun yaaa?
e: nee? deprem mi olmuş, iyi misin sen?
k: yaa Utkan iyi olmasam şu an konuşur muyduk. hem keşke deprem burda olsaydı.. gökyüzünde olmuş deprem. bi yıldız kaydı..
e: inan anlamıyorum.
k: ölmüş yaa ölmüş Amy ölmüş.
e: ha duydum onu. öyle desene kızım. dünya turunu kaldıramamış senin yıldız. göklerde olmaya alışkın ya. yer çarpmıştır onu ahahaha :D hem herkes ölecek bir gün.nesine inanamadın?
k: ya sana inanamıyorum yaa.. 5yıllık ilişkimiz boyunca da inanamadım. duygusal boşluktayım şu an. Amy'i kaybetmişim dediğine bak. beni bi kez olsun anlamayacaksın değil mi. tamam arama beni bi daha.kalpsiz...
e:...(ses yok)
k: cevap versene.
e: ya inanamıyorum bu nasıl oldu? şoktayım şu an.
k: sen benimle dalga mı geçiyosun ha?
e: lan asıl sen benimle dalga mı geçiyon. ölmüş gitmiş kadın. ölü haliyle 5 yıllık ilişkimin içine etmeyi becerdi a.q helal olsun.kendine gelince de arama beni.kafadan kontak yaaa..
dıt dıt dıt dıt...

Kız Amy'nin şokunu atlatamazken, üstüne sevgilisinin tepkisine hayret ederken, bütün bunlar yetmezmiş gibi bana yakalanmış olmanın verdiği utanç içerisinde ağlayarak kapıyı çarpar ve:
"Amy AHH Amyy ne olacak şimdi?.. " diyerek hıçkırıklara boğulur. bense kahkahalara.. 
Kimbilebilirdi bir ölümün bir çiftin ilişkisi üzerine böyle bir sansasyon yaratacağını. =))
Ayrıca AMY WİNEHOUSE'e gelince evet öldüğünü öğreneli bir kaç saat oldu. Bazı şarkılarını severek dinlerim. Üzücü olansa ölümün trajik olmasıydı. Çünkü güzel olan bir şeyleri mahvedebilme yetisine sahip insan evladı. Bu ölüm de onun örneklerinden biri olsa gerek. Her neyse... Gitmek istediği yere gitti belki de. Şarkısında da söylediği gibi    " And I go back to black ..."

Temmuz 22, 2011

aslında yollar hiç bitmez


Hep sarılmak istedim oysa. Olmadı. Ben en çok inanmaktan korktum. Bir kalbi içime almaktan... Çünkü insan! İnanması en zor olanı… Hal bu ki sevgiye en çok yakışan canlı...


Ben hayatta en çok yol üstü durakları beklerim. Güzergâhımı değiştirebilen durakları… Yol çoğalır o zaman; ama ikiye çatallanmadan... Üç, dört, beş… Bana hiç fark etmez. Yeter ki iki olmasın çatallan yol sayısı. 

Hiç sevmem çünkü ikiyi, yarımı. Yarım kalmasın bir şeyler. En çok onadır kırgınlığım, kızgınlığım… Yarım bırakılana… Yemeği, sevgisi, sözü, şarkısı, kitabı.. Ne olursa olsun yarım bırakmamalı insan. Yarıya bölmemeli yaşamı, yolu. Dallanıp, budaklanmasına izin vermeli…

Yol diyordum. Alabildiğine, uçsuz bucaksız bir huzur… Yolda olmak benim harcım. Hep yoldadır aklım, hep gideceğim yerde kalır kalbim, hep uçlardaydı gözlerim…

Ve ben hep sarılmak istedim oysa -inanmayı göze alarak- bırakayım kendimi ona, yolumu değiştirsin istedim…

Yani inanması en zor olanı seçtim…

Temmuz 15, 2011

nefestir yazmak!

 yazmak...
soluk almak gibi..
o kadar yorgun ki ruh şimdi..
yazarken nefes alan biri..
nefessiz kalıyor.
denizin dibine çekilmek gibi..
deniz izlerken güzel,
yüzerken güzel,
koklarken güzel de..
denizin dibi...
soluk alamamak gibi..
sahi soluk alabilmek için 
ne yapmak gerek ki?