yaşamın boyunca sana her yönden hitap eden insan evladı
varsa dünya bir beden daha büyür gözünde.
ve o insan evladına mabel adı verilir. mabel'in hem iç
gıdıklayan hem de "ve" bağlacıyla kurduğu anlaşılması zor uzun
betimlemeleri en can alıcı özelliğidir.
bkz: en
çokta seni ne zamanları en çok içime çekip damarlarımda akıtıyorum biliyor
musun? hayat çok pis zumzuklarla yanaşıyor ya bize hani anne çimçiği gibi...
herkesin içinde onaylanmayan bir tavır sergilediğinde ve sen o boku
yedikten sonra hala annenin menzilindeysen o kadrajdan pişkinlikle kaçmayı
başarmalısın ki bu gerçektende zordur -o kol sana ne yapar ne der uzanır- ve kolların
devamındaki o 5 uzantının 3 ü öle bi işbirliği yapar ki senin baldır kısmını
muhtemelen ya da çok sinsice yapılması gerektiği için o anne canisi tarafından
o bölge bi zatihi ayarlanır ve uygulanır. sen ne renk verebilirsin ne
de 2-3 dakka soluk alabilirsin ve bize "Keske hayattaki en acı
anlarımız bi anne çimçiği kadar trajikomik olsa" dedirttiği anlar
"Offf Allahım..." deyip sabır çektiğimde aklıma sen düşersin.
***
böylesi mabel'e onun diliyle denilecek tek bir cümle vardır:
özetle şu bol virajlı zamanlarda bayağı lüks ve huzurlu
bir dinlenme tesisi olduğun için ve hayatımın favori insan statüsünde yer
aldığın için ve sevilesi öpülesi yenilesi olduğun zamanlarda senle olup
sensiz geçen günlerin böyle çıban gibi her bir yerime battığı
anlarda canımın bir parçası eksik yanım olduğun için teşekkür ederim.
iyi ki iç'tesin ;)